O Kadın
O kadına söyleyin, çirkinleşsin. Ben gidince dünyaya güzellik saçmasın; ne de olsa kendini bir tanrı gibi görürken, başkalarının hislerini hiçe sayarak o egosuyla oyunlar oynadı durdu. Bütün o narin gülümsemeleri, aslında birer yanılsama, birer sahte parıltıydı. Egoist bir diva gibi, beni kendi şovunun bir parçası olarak gördü. Ama benim gidişimle birlikte, o parıltının da bir anlamı kalmasın!
Hüzün geriye kalandır, bir yük olarak sırtımda; ben gittiğimde, ardımda bıraktığım her şeyin çirkinleşmesini istiyorum. O kadın, içinde bulunduğu narsist dünyada kaybolsun. O tanrısal ikilikle, hayatını zehirleyen tüm o güzel anılar, şimdi birer yük gibi sırtında kalsın. Artık gülmesin, çünkü benim için her gülümsemesi bir yalan, her bakışı bir tuzak.
Eğer bir gün ölürsem, dinleyin biraz blues benim için. O melodiler, içimdeki acıyı, kayıplarımı ve aşkımı serin bir rüzgar gibi taşıyacak. O kadının gülümsemesi, sanki en derin yaralarımın üzerine tuz serpiyormuş gibi hissedeceğim. Giderken, onun çirkinleşmesini istiyorum; ne de olsa, o güzellik benim hatıralarımda kalmasın.
Güzel anılar birer yük haline gelsin, ve o kadın, geçmişteki parıltısını yitirip, kendi egosunun tuzaklarında kaybolsun. Yüzündeki o tanrısal ışıltı, benim gidişimle birlikte sönsün. Eğer ben ölürsem, herkes biraz eğlensin! Bir akşam oturup hatıralarıma içki yudumlayın, biraz gülün, biraz da hüzünlenin. Ama unutmayın, o kadının güzelliği, benim gidişimle birlikte bir kabusa dönüşsün.
O kadına söyleyin; güzellik artık ona ait olmasın. Ego ve narsizmle sarılmış bir hayatın içinde kaybolsun. Benim ardımda bıraktığım her şey, en derin yaralarımla anılsın. O kadın çirkinleşsin ki, benim ardımda bıraktığım izler, kaybolan umutlar ve unutulmuş aşklar, birer hatıra olarak dursun. Bütün o tanrısal oyunları, egoist hayalleriyle birlikte kaybolsun; çünkü ben bir serseri ruh olarak dünyadan geçerken, yalnızca hüzünle anılmayı tercih ederim.

 
 
 
Yorumlar
Yorum Gönder