CUMHURİYET

 Kara tahtalara beyaz tebeşirle yazdığımız bir manifestodur Cumhuriyet. Her bir harfi, özgürlüğümüzün, bağımsızlığımızın ve medeniyetin simgesidir. Yalınayak, yarı çıplak başladığımız yolculuğumuzda ulaştığımız medeniyettir Cumhuriyet. Bu topraklarda, tarih boyunca birçok medeniyetin izleri vardır. Ancak biz, kendi kimliğimizle, kendi kültürümüzle ve kendi değerlerimizle yola çıkmayı seçtik. Cumhuriyet, işte bu seçimin ve çabanın bir sonucudur….

Cumhuriyet, bağımsızlığımız ve özgürlüğümüzdür. Bizlere, egemenliği kayıtsız şartsız millete veren bir yönetim şeklidir. Fikrimiz hür, vicdanımız hür, irfanımız hür. Bu sözler, sadece birer slogan değil; her bireyin özgürlüğünü, düşünce ve ifade hürriyetini simgeler. Kul değil, vatandaş isek, bu gün, attığımız adımlar adımlarımızdır; baktığımız yerler ışığımızdır. Cumhuriyetin açtığı yolda yürüyebilmek, bizlere düşen bir sorumluluktur.

Cumhuriyet, her bireyin eşit olduğu, her fikrin değerli sayıldığı bir düzenin adıdır. Bireyler olarak, sesimizi duyurabilmek, haklarımızı savunabilmek için mücadele etme azmimiz, Cumhuriyet sayesinde güç bulmuştur. Bugün, kadın-erkek eşitliği, eğitim hakkı, sağlık hizmetleri ve sosyal adalet gibi temel haklarımızın temeli Cumhuriyet’tir. Yüzyıllar boyunca yok sayılan, özgürlükleri kısıtlanan insanlar, Cumhuriyet ile birlikte kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olmuştur.

Cumhuriyet, sadece bir yönetim şekli değil; aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Kendi değerlerimizi yaşarken, başkalarının da değerlerine saygı gösterme anlayışıdır. Bu anlayış, Türkiye’nin farklı kültürlerin, inançların ve yaşam tarzlarının bir arada barış içinde yaşamasını sağlayan en önemli unsurdur. Cumhuriyet sayesinde, birbirimize hoşgörüyle yaklaşmayı öğrenmişizdir. Hepimiz bu toprakların insanları olarak, farklılıklarımızla bir bütünüz.

Cumhuriyetin getirdiği kazanımların farkında olmak, onu korumak ve geliştirmek, bizlerin en büyük sorumluluğudur. Bu sorumluluk, sadece bugün için değil, gelecek nesiller için de geçerlidir. Bizler, bu vatanın evlatları olarak, Cumhuriyetimizi daha ileriye taşımak için mücadele etmeliyiz. Bunun için eğitim, bilim ve sanat gibi alanlarda ilerlemek, her bireyin kendini geliştirmesine katkı sağlamak temel hedefimiz olmalıdır.

Cumhuriyetin temellerini atan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum. Onlar, cesaretleri ve kararlılıklarıyla bize bu güzel vatanı bıraktılar. “Ne mutlu Türküm diyene” sözleri, bu topraklarda yaşayan herkesin, kimliğini ve aidiyetini gururla taşımasına vesile olmuştur. Bugün, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği değerleri yaşatmak, onları daha ileriye taşımak bizlerin en önemli görevidir.

Cumhuriyet Bayramı, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir yeniden doğuşun, bir dirilişin simgesidir. Her yıl, bu günde toplanarak, bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün ne kadar değerli olduğunu hatırlamalıyız. Cumhuriyetimizi, sadece geçmişle değil, gelecekle de bağlayarak yaşatmalıyız.

Bu bayramda hep beraber, özgürlüklerimizin kıymetini bilerek kutlayalım. Unutmayalım ki, Cumhuriyet, sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Bu topraklarda yaşayan herkesin eşit haklara sahip olduğu, özgür düşüncelerin serbestçe ifade edilebildiği bir gelecek için, hep birlikte çalışmalıyız. Sonsuza dek yaşayacak olan Cumhuriyet’in ışığı altında, daha aydınlık yarınlara yürümek dileğiyle!

Cumhuriyet, bize sadece bir kimlik değil, aynı zamanda bir sorumluluk yüklemiştir. Bizler, bu sorumluluğu yerine getirerek, Cumhuriyetimizin değerlerini yaşatmalı ve korumalıyız. Herkesin eşit olduğu, hür iradeleriyle düşündüğü, hareket ettiği bir Türkiye için mücadele etmeliyiz. Gelecek nesillere daha iyi bir ülke bırakmak, hepimizin en büyük hedefi olmalıdır.

Birlikte, el ele vererek, Cumhuriyetimizi yüceltmek için durmaksızın çalışmalıyız. Çünkü biz, bu toprakların evlatlarıyız ve Cumhuriyet bizim en büyük mirasımızdır. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ve DİYEBİLENE!