Yozlaşmanın Yayılımı

Çürüme: Sessiz Çöküşün Anatomisi Artık net bir gerçek var: İnsan, patatesten farklı değil. Neden mi? Anlatayım. Bir kasa patatesin içinde tek bir çürük varsa, diğerlerini de kaçınılmaz olarak çürütür. İnsan da böyle; yozlaşmış bir yapı içinde, bozulma hızla yayılır. Patatesten farkımız ne? Hep aynı soruyu sordum kendime: Bir kişi bir ülkeye nasıl bu kadar zarar verebilir? Yanıt açık: Biz, hızlı çürüme konusunda patatesten daha yetenekliyiz. Sessizce, görünmeden, adım adım. AKP iktidarı, bu çürümenin en bariz örneği. Yolsuzluk, rüşvet ve adam kayırma, sistemin her köşesine işlemiş durumda. Ülke, menfaat peşinde koşanların elinde eriyor. Kamuda çalışan binlerce insan var; her biri dev bir makinenin dişlileri. Dişlilerden biri veya birkaçı yanlış emre direnebilse, yani çürümeseler, makine durur. Ama kimse "Beni çürütemezsiniz!" diyemiyor. Aksine, herkes işini kaybetme korkusuyla susuyor. AKP döneminde bu korku daha da derinleşti. Liyakat yerini sadakate bırakmış durumda. Fakat sen, kim olduğunu unutma. Yargı mensubu, vali, öğretmen, doktor, din görevlisi, emniyet mensubu... Hepsi bir arada, aynı çürümüş sistemin içinde yavaş yavaş kayboluyor. *Belki de sen de... AKP'nin devlet kurumlarına müdahalesiyle adalet, eğitim ve güvenlik gibi temel yapı taşları çürümeye başladı. Oysa bu insanlar, askerdeyken ölse şehit olurlar. Ancak şimdi işini kaybetme korkusu onları esir almış durumda. *Kaybetme korkusu seni de mi sardı? AKP iktidarı altında, koca bir ülke uçuruma sürüklenirken, koskoca kamu aç kalma korkusuyla susuyor. Oysa çok yakında aç kalacakları bir vatanları bile olmayacak. Farkında mısın? Bir yargı mensubu birilerinin isteği doğrultusunda karar verebilir mi? Bir arşiv memuru sahte evrak düzenleyebilir mi? Bir emniyet mensubu hırsızla işbirliği yapabilir mi? Bir kamu çalışanı yanlış emri uygulayabilir mi? AKP döneminde bunların hepsi mümkün oldu, çünkü çürüme her yere sızdı. Sen bu soruların neresindesin? İnsan, gerçekten patatesten bile hızlı çürüyor mu? Sessizce, hissettirmeden, sinsice... AKP'nin yönettiği sistemde herkesin çürüdüğünü görüyoruz. Çürümüş insanlarla yola devam edilebilir mi? Peki ya senin yolun nerede? Çürümüş bir patatesi çöpe atmak kolaydır, ama bunca çürümüş insanı nereye atacağız? Din, iman, milliyetçilik... AKP'nin sıklıkla kullandığı bu kavramlar, çürümeyi temizleyebilir mi? AKP, dini ve milliyetçiliği siyasi bir silah haline getirdi. Ama bu parfümler çürümenin kokusunu daha da yaymaktan başka bir işe yaramıyor. Dünyaya adını yolsuzluk ve rüşvetle duyuran bir sistem, bu çürümeden utanır mı? *Sen? Sen hala susacak mısın?*

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Universal Friendship” 🇮🇱

İntikamı Soğut

Gece ve Adam