Aman Ayranım Dökülmesin
Aylin, her sabah kahvaltı hazırlarken “Ahmet’le mutlu bir hayat sürüyorum” diyerek mutfakta işe koyuluyordu. Kocası, evin her köşesine çiçekler bırakıyor, ona sevgi dolu gözlerle bakıyordu. “İyi ki varsın” derken içinden “Ama bir de dışarıda bir hayatım var” düşüncesi geçiyordu. Dışarıda ise Mert, Aylin’in kalbini çalan bir adamdı. İkisi arasında sürekli bir çatışma yaşıyordu; evdeki hayatı ve dışarıdaki tutkusu arasında sıkışıp kalmıştı.
Bir akşam, Mert ona mesaj attı: “Gel, bu akşam dışarı çıkalım. Seni özledim.” Aylin, ne yapacağını bilemedi. Kocası Ahmet’in yanında evin hanımı olmak, onun gözüne bakıp “Seni seviyorum” demek ile, Mert’in tutkulu gözlerine bakıp “Hayatımda başka bir sevgi var” demek arasında gidip geliyordu. Bu iki tarafı bir arada götürmek istemek, onu sürekli bir ikileme sürüklüyordu. Ahmet, o akşam önemli bir iş toplantısına gitmişti. Aylin’in aklı, toplantıdan döndüğünde Ahmet’in yüzündeki mutluluğu görmekteydi, ama bir yandan da Mert’le geçireceği o özel anı düşünüyordu.
Sonunda dayanamadı. “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek, dışarı çıkmaya karar verdi. Mert’in yanına gittiğinde, kalbi hızlı hızlı çarpıyordu. Kafasında “Eve döndüğümde ne diyeceğim?” sorusu dönüp duruyordu ama o an Mert’in gülümsemesi her şeyi unutturuyordu. “Yine seni özledim” diyerek başını Mert’in omzuna yasladı. Bu an, Aylin için bir kaçıştı; ama kalbindeki suçluluk duygusunu da tetikliyordu.
Mert, Aylin’in gözlerine bakarak, “Beni neden bırakıyorsun? Seni çok seviyorum” dedi. Aylin içinden “Ama evde kocam var” diye geçirdi. Her geçen dakika, bu ikilemi daha da derinleştiriyordu. Gece boyunca, ikisi de ne kadar tutkulu ve aşk dolu olursa olsun, Aylin’in içindeki huzursuzluk dinmiyordu. “Evde beni bekleyen bir hayat var” diyordu iç sesi.
Gecenin sonunda, Mert’e veda ederken “Bir dahaki sefer” dedi, ama bu bir daha asla olmayacaktı. Eve döndüğünde, Ahmet onu bekliyordu. Yüzünde bir gülümseme, elinde bir çiçekle kapıda karşıladı. Aylin, Ahmet’in o sevgi dolu bakışında kendini suçlu hissetti. “İyi ki varsın” derken, aklında “Ama ben de Mert’le bir başka hayat yaşıyorum” düşüncesi dolaşıyordu.
İşte o an, Aylin “hem kocam olsun hem sevgilim olsun, hem mazbut ev hanımı olayım hem kırıştırayım” derken, tüm bu çatışmaların içinde kaybolduğunu anladı. Hayat, bu iki yüzü birden taşımakla geçiyordu. Hem Ahmet’e karşı olan sorumluluğu hem de Mert’e karşı duyduğu tutku, onu her gün daha da zor bir duruma sokuyordu.
Sonunda, Aylin kendi içinde bir karar vermek zorunda kaldı. Kimi seçecek? Hem evin kadını olarak kalmak mı, yoksa tutkulu bir aşk mı yaşamak? Hayatında bu iki tarafı bir arada tutmak, her geçen gün daha da zorlaşıyordu. “Hem ayranım dökülmesin hem götüm sikilmesin” durumu tam da Aylin’in yaşadığı ikilemdi. Bu karmaşanın içinde, Aylin kendini kaybetti; ancak sonunda, bir seçim yapmanın zamanı geldiğini anladı. Kendi mutluluğunu bulmak için, bu çelişkili isteklerin üzerine gitmek zorundaydı.

 
 
 
Yorumlar
Yorum Gönder