Yokuşun İnişi


 Okan Bent diyorumki, “Yokuşun inişi,amın genişi ” diye bi tabir var ya, işte o öyle sandığın kadar kolay bi iş değil. Millet hep “yokuş aşağı inmek kolay” der, ama bak bi de orda ne halt oluyo. İnişin tadını çıkartırım sanırsın, öylece süzülücem, yol beni götürür sanarsın. Ama zannedersin. Asıl mesele, yokuşun inişi diye baktığın yerin seni nereye sürüklediği. İnişin kendi içinde bi boşvermişliği var. Her şey kolay gelir ya hani, bi salıyosun kendini, ama o salışın nereye varır? İşte orasını kimse düşünmüyo. Yokuşu çıktığın kadar dikkatli inmen gerekir, yoksa freni patlamış kamyon gibi savrulur gidersin. O rahatlığın bi bedeli var yiğen, işin sonunda o bedeli ödeyecek olan da sensin. Ha, düşünmeden inişin tadını çıkarayım dersen, sonunda bi bakmışsın duvara toslamışsın.

Amma velakin “amın genişi” diye baktığımızda, o tabir var ya, halkın dilinde dolanır, aslında bi boşluk, bi genişlik anlatır. Hayatta her şeyi boş vermişlik hali. Ne dert var, ne tasa. Her şeyin içine bi rahatlık sinmiş, umursamazsın. Ne olacaksa olsun, bi genişlik hâkim olmuş. Ama işte o genişlik de bi yere kadar fayda sağlar. Fazla genişleyen her şey zamanla kontrolsüz olur, bi bakmışsın o genişliğin altında kaybolmuşsun. Genişliğin verdiği rahatlık başta tatlı gelir, her şeyi koyverirsin, ama o da bi yerde seni boğar. Bi şeylerin fazlası zarardır misali. Kontrollü bi genişlik başka tabi, ama ipin ucu kaçtı mı işler değişir. Anlarsın ki, “amın genişi” lafı sadece umursamazlığı değil, aynı zamanda o genişliğin getirdiği tehlikeyi de fısıldar.


Okan Bent olarak diyom ki, yokuşun inişi de, amın genişi de bi yerden sonra sorumluluk getirir. Her şeyin bi dozu var, sınırı var. O sınırı bilmeden hareket edersen, bi bakmışsın iplerin elinden kaçmış, savrulmuşsun. Ha, ama ipin ucu senin elindeyse, o zaman ne yokuş ne genişlik seni alt eder.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Universal Friendship” 🇮🇱

İntikamı Soğut

Gece ve Adam