Kadınların Estetik Devrimi


 Kadınlar makyaj yapabilen tek canlı türü! Bunu dedim diye “ne var bunda?” demeye kalkmayın, çünkü mevzu sandığınızdan derin. Hadi başlayalım, anlatayım da işin ciddiyetini kavrayın.


Kozmetik diye bir kavram var. Kadınların başını çektiği koca bir endüstri. Eksiklerini kapatıyor, artılarını öne çıkarıyor, yeri geliyor dümdüz suratı tabloya çeviriyor. Makyaj dediğin bir sanat, anlayana. Şimdi diyebilirsin, “Ne bu övgü? Herkes yapıyor bir şeyler.” Ama öyle değil. Bir erkek yüzüne boya sürse komik olur, konu kapanır. Kadın yapınca işler estetik devrime dönüşüyor.


Bir de şöyle bir şey var: Makyaj yapmayan kadınlar ne olacak? Onların durumu da belli aslında. Ya zaten “güzelliğim yeter” deyip salmışlar, ya da “çirkinim, astar çekmekle uğraşamam. Nasıl olsa bir akıllıya denk gelirsem olduğu gibi de sever” kafasındalar. Her halükârda bir özgüven, bir kafa rahatlığı var yani.


Şimdi esas meseleye geleyim: Kadınlar, kendi estetik bekası için endüstri yaratan tek canlıdır. Abartmıyorum! Bak, düşün, aynalar, rimeller, rujlar, farlar, fondötenler… Bunların hepsi bu işin bir parçası. İnsanlık tarihi boyunca kadınlar hep bir adım önde bu konuda. Erkek milleti ormanda kovaladığı hayvanla uğraşırken, kadın oturmuş taşın üstünde desen çizen, kendine güzellik arayan.


Mesela, makyajın tarihine bak. Eski Mısır’da kadınlar gözlerine sürme çekiyormuş, kaşlarını belirginleştiriyormuş. Cleopatra’yı hatırla. Tarih kitaplarında anası göz kalemiyle ikon olmuş. Daha ne olsun? Ya da Osmanlı sarayını düşün. Haremde kadınlar sabah kalkıp gülsuyu sürüyor, yanaklara allık çakıyor, saçı başı mis. Sefere çıkan adam bile moralini kadınların estetiğinden alıyor resmen.


Ha, makyaj sadece güzellik değil; kadın gücünün, zekâsının, taktiğinin göstergesi. Mesela savaş zamanında kadınlar bile rimelsiz gezmezmiş. Çünkü o bakışlar, o yüz ifadeleriyle bile düşmanı yerle bir ederim diyormuş. Anlayacağın, bu işin altında strateji var.


Gelelim moda kısmına. Tarihteki ilk fötr şapkayı takan da bir kadınmış. Tiyatro oyununda prenses rolünde. Şapkayı kafasına bir koymuş, herkes “Aaa!” demiş. O gün bugündür fötr şapka efsane. Yani moda dedikleri şeyin tohumunu da kadınlar atmış.


Bu kadınlar, sadece güzellik için değil, estetik adına koskoca bir dünya yaratmış. Erkeklerin “makyajsız güzellik” romantizmini bırakıp biraz bu işin tarihini, emeğini, estetiğini anlaması lazım. Bu dünyayı anlamak için bir adım geri çekilip yapılanlara hayran kalmaktan başka çare yok.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Universal Friendship” 🇮🇱

İntikamı Soğut

Gece ve Adam