“Yazar Bozuntusu”
Beni dinleyin şimdi, çünkü bu yazı sadece bir hikaye değil. Herkes kendini masum, dürüst zannediyor ama bu dünyada öyle sütten çıkma ak kaşık yok. Gülen yüzlerle, “İyi ki varsın!” diye yanaşanlar, bir adım ötede maskeyi takmış, iki yüzlülüğün dibine vurmuş. İşte bu yüzden yazıyorum “Yazar Bozuntusu”nu, anlatan bir ben kaldım sanki şu koca dünyada. Kendine “dost” deyip de ilk fırsatta arkasını dönenlerin, “aşk” deyip de gözü dışarıda olanların maskesini tek tek indiriyorum bu kitapta.
Kimseyi affetmiyorum; sadece bir insan değil, binlerce hayal kırıklığının, ihanetin, vefasızlığın, inkar edilen yaşanmışlıkların, bencil insanların ve yalanların bütünüdür ben. Bu yazıyı yazarken herkesin içindeki iki yüzlülüğü görmek istiyorum. Bu dünyada kimseye güvenmemek gerektiğini anlatıyorum, çünkü öyle bir noktaya geldim ki, insanlara “İyi ki varsın” dediğimde, bir dakika sonra sırtını dönenlerin gerçek yüzleri birer birer karşıma çıkıyor. Dostluk, aşk, bağlılık… Hepsi birer illüzyon. Kimse sana gerçekleri olduğu gibi göstermez. Herkes birer maskeyle gelir, ama sonunda hep yalnız kalırsın. İşte bu yüzden bu kitabı yazıyorum; çünkü ben bu sahte dünyaya karşı gerçekleri söylüyorum.
Bu kitap sıradan bir hikaye değil; öyle iki sayfa okuyup kenara atamazsın. Her satırında acıyla, hayal kırıklığıyla, aldatılmayla yoğrulmuş gerçekler var. Hani bir zamanlar yanındayken “İyi ki varsın!” diyenler vardı ya, işte onlar bu sayfalarda arka plandaki sahte yüzleriyle karşınıza çıkacak. Aşktan bahsedeceksek, o saf, temiz aşk değil burada anlatılan; sevmişiz, güvenmişiz ama sonunda en yakınımız bile yalan söylemiş bize. İnsanın kendini kandırması ne kadar acıysa, en yakınlarının seni kandırması da o kadar yaralar işte.
Dostluk desen, herkes “Yanındayım” diyor, ama iş ciddiye bindi mi kimse kalmıyor. Vefasızlık denen şey bu; zora düşünce, destek bekleyince dostlar bir bir kayboluveriyor. O yüzden bu kitap, sadece bir hikaye değil; hem hayatın sert yüzü, hem de o hayal kırıklıklarının hesabını soran bir ayna gibi. Hani derler ya, “Dost kara günde belli olur,” işte tam da o günlerde yanımda olmayanların gerçek yüzünü göstermek için yazıyorum bu satırları.
Ve polemikler… Laf sokmalar, arkadan dolanmalar, çıkarı bitince bambaşka biri olup çıkanlar… Dost sanıyorsun, yanında sanıyorsun, ama karşına geçtiğinde bambaşka bir yüz gösteriyor. Dost dediklerin, sevgili bildiklerin iki yüzlülüğün kitabını yazmış. Onlar için ne çıkar varsa, oraya yüz çevirirler, seni de arkadan vurmayı ihmal etmezler. Hayal kırıklığı dedikleri şey burada başlar işte; insana en büyük hayal kırıklığını en güvendiği insan yaşatır. Ve biz bu acı gerçeklere gözlerimizi kapayıp kendi yalanımıza bile inanır hale geliyoruz.
Yazdıkça gözümde daha netleşiyor: Benim pisikolojim, yaşadığım her olayla şekillendi. Aşkı, dostluğu, insanları, hayatı sorguladım. Her bir hayal kırıklığı bir parçamı daha koparıp aldı. Çünkü yazar bozuntusu, masumiyetin ve güvenin kaybolduğu, yalanların günden güne daha da derinleştiği bir dünyada yaşıyor. O yüzden yazıyorum, çünkü başka türlü bu hayal kırıklıklarını sindiremem.
Ve işte bu yüzden “Yazar Bozuntusu” dedikleri ben, maskeleri tek tek indiriyorum. Öyle bir noktaya geldim ki, insanların yalanlarına, sahte gülüşlerine, iki yüzlü ifadelerine daha fazla tahammül edemiyorum. Beni dinleyin, kimse sizi olduğunuz gibi kabul etmez. Herkes çıkarı peşinde koşar. Bugün “İyi ki varsın” dediğiniz, yarın her şeyin sonu olursa, size sırtını dönen o insanlar ne olacak? İşte bu yüzden ben “Yazar Bozuntusu”yum. Bu kitap, hepsinin maskesini indirmek için yazıldı. Kimseyi affetmeyeceğim, çünkü ne dostluk var, ne de gerçek aşk. Hepsi birer yalandan ibaret.
Bu kitap, sadece bir hikaye değil. Bu, hayatın acı yüzüyle, gerçeğin keskin hatlarıyla yüzleşmek için yazıldı. Geçmişin, bugünün ve yarının tüm yalanlarına karşı bir başkaldırı. Ve bu başkaldırıda, bir an bile olsa, gerçekleri görmek isteyenlere bir ışık tutuyor.
İşte buradayım, “Yazar Bozuntusu” dedikleri adam. Niye yazar bozuntusu? Çünkü sahte yüzleri ortaya dökünce, maskelerin ardındaki gerçekleri insanlara göstermek isteyince, birden bire “bozuntu” ilan ediliyorsun. Dün “İyi ki varsın” diyenler, bugün sırtını dönüyor. Aşkla, dostlukla, güvenle sınandıkça yavaş yavaş dökülen o maskeler var ya; işte bu kitap onları gözler önüne sermek için var. Yaşanmış acıları, hayal kırıklıklarını, ihanetleri yazıya dökünce başkaları rahatsız oluyor, çünkü gerçekle yüzleşmek herkesin harcı değil.
Bu hikaye, benim hayatımın içinden geçen o yüzleri, o sahte dostları, arkamdan konuşup “yazar bozuntusu” diyenleri anlatıyor. İnsan kendini birilerine açınca, sevince, güvenince öylece kalakalıyor geriye; ama sonra o güven yıkılınca, insan bir daha eskisi gibi olamıyor. Biriktirdiğim ne varsa, ihanet, iki yüzlülük, vefasızlık; hepsini bir hesap defteri gibi bu kitaba döktüm. Çünkü onlar beni “bozuntu” ilan ederken, ben gerçeğin peşini bırakmamaya yemin ettim.
Benim psikolojim dediğin, yaşadığım bunca vefasızlık ve hayal kırıklığının harmanıdır. Herkes pür pak ortalıkta dolanırken, ben onların ardına sakladıkları gerçek yüzleri yazdığım için “fazla” oldum. Yıllarca yanıma dost görünenlerin, zora gelince nasıl sırt çevirdiğini gördüm. İnsanın dost dediklerinin bir bir ortadan kaybolduğu, güvendiği dağların yerle bir olduğu bir hikaye bu. İçimde biriktirdiğim acıların, kaybolmuş hayallerin, kırılmış güvenlerin yansıması. Bu kitap sadece onların değil, benim de ruhumun aynası. Güven yıkılınca, insan kendine bile şüpheyle bakıyor, ama o acıyı yazıya döküp kendini iyileştiriyor.
“Yazar Bozuntusu” dedikleri adam benim. Kimi insanlar sahte dostlukları, boş vaatleri, iki yüzlü sevgileriyle beni yargılarken, ben onlara karşı susmadım. Çıkarları bitince arkasını dönenler, dost deyip de zor gününde kaybolanlar, sevgiyle yaklaşırken ihanet edenler… Hepsini anlattım burada. Beni “bozuntu” ilan edenlerin yüzleşmekten kaçtığı gerçeği, bu kitabın sayfalarında tek tek ortaya döktüm. O yüzden “Yazar Bozuntusu” var. Bu hikaye, bir yazar bozuntusu diye yaftalanmış adamın, hayal kırıklıklarını, güvenini sarsanları, ihanetleri kaleme döküşü. Benim gibi biri, gerçeği konuşunca susmasını beklerler; ama ben burada, onları rahatsız edecek ne varsa ortaya döküyorum.
Bu kitap sadece benim değil, herkesin hikayesi. Bir yandan dostluklara, aşka, güvene dair umut taşıyıp, öte yandan o umutların yerle bir olduğu bir hayat hikayesi. Kimi zaman kırıldım, kimi zaman kızdım, ama sonunda her şeyi yazıya döktüm. Kimisi kendini bulacak, kimisi okuyunca yüzleşmekten kaçacak. Çünkü bu kitap, bir “yazar bozuntusu”nun gerçekleri ortaya serdiği bir yüzleşme alanı. Maskelerin düştüğü, sahte sevgilerin, iki yüzlülüklerin bir bir açığa çıktığı, o gizlenmiş yüzlerin aynada kendilerine baktığı yer. Hazır mısınız? Çünkü gerçeğin ağırlığını taşıyacak cesaretiniz yoksa, bu kitap sizin için fazla. Ama ben, gerçeklerden kaçmayan, gerçekleri yazmaktan korkmayan bir “yazar bozuntusu” olarak buradayım.

 
 
 
Yorumlar
Yorum Gönder