“Belli Bir Yaştan Sonra Uyanış”
Belli bi yaştan sonra, insan bi şeyleri takmayı bırakıyor. Kim ne demiş, ne yapmış, niye yapmış… hepsi hikâye gibi geliyor. Eskiden bi selam bile verilmese günlerce düşünüp kendi kendimi yer bitirirdim. Şimdi? Selam vermemiş mi? Aman, dünya dönüyor ya, yeter bana. Yalan mı söylemiş? Kendini kandırıyor işte, bana ne. Arkamdan konuşmuşlar mı? Güzel, konuşsunlar, demek ki hâlâ hatırımızda yerimiz var. Eskiden kafayı yediğim şeylerin hepsi şimdi çocuk oyuncağı gibi.
Oturuyorum bir köşeye, elime bir çay alıyorum ince belli bardakta. Açıyorum sevdiğim müziği, dalıyorum. Herkes aynı geliyor gözüme. Ne fark eder ki? Herkesin derdi ayrı, herkesin kafası başka. İnsan anlıyor ki herkes kendi içinde bir savaşta. Ne kızmaya gerek var ne darılmaya. Bi şarkının içinde kaybolup “Bırak bu dünya yansın” diyebiliyorsan, işte o zaman gerçek özgürlüğü buluyorsun.
Ama işin özü bu değil. Özü şu: Bi yaştan sonra beklemiyorsun artık kimseden bi şey. Çayın demini, hayatın keyfini alıyorsun. Beklemek yok, düşünmek yok. Ama aynı zamanda bir karar veriyorsun: Artık “ben” diye bir şey var. Çıkıyorsun dışarı, bi temiz hava çekiyorsun içine, “Tamam,” diyorsun. Geçmiş gitmiş, unutulmuş. Ama geleceğin içinde yanan bi kıvılcım var. Eline kahveni alıp koltuğa gömülmek değil mesele. Harekete geçmek. Yürüyorsun. Koşuyorsun. Yapmadığın ne varsa gidip yapıyorsun.
O an bi uyanış yaşıyorsun işte. Çayı bıraktığın gibi kalkıyorsun, “Dur,” diyorsun, “daha yapacak çok işim var!”

 
 
 
müthiş yorum
YanıtlaSilharika
YanıtlaSil☘️👏👏
YanıtlaSil