Yasalar Uyduruk Hikayelerdir
Her şey değişir. Yasalar da değişir. Hem de bilimsel olarak bile değişir. Zaten dünya dediğin şey, bir devinim hâli. Hiçbir şey sabit değil. İnsan değişir, toplum değişir, fikirler değişir. Buna bağlı olarak yasalar da değişir. Siktir edin yasaları, insan dediğin her çağda kendi doğrusunu yaratır.
Şimdi bak, vicdan dediğin şey var ya, o hem bilimsel bir gerçek hem de yasal bir kavramdır. Yani hem psikolojiyle hem hukukla ilgilidir. Vicdan, beynin belli noktalarında oluşan bir his, bir muhakeme süreci. Nöronlar çalışır, empati kurarsın, birini üzersen pişmanlık hissedersin. Bilim bunu inceler. Ama aynı zamanda vicdan, yasalar içinde de bir ölçüdür. Mahkemede hâkim, birine ceza verirken “vicdanen” de bir karar verir. İşte burada bilimle yasa iç içedir.
Bunun gibi, dinler dediğin şey de tamamen siyasaldır. Tarihte hangisine bakarsan bak, hepsi belli bir düzen kurmak, belli bir yönetimi sağlamak için ortaya çıkmıştır. Devletler dini kullanmış, toplumları yönetmiştir. Hatta bazı yasalar bile doğrudan din kaynaklıdır. Ama zaman geçtikçe, toplum geliştikçe, bu yasalar da değişmiştir.
Tarih dediğin de politikanın ta kendisidir. Çünkü tarihi yazan kim? Kazananlar. Kim iktidardaysa, tarihi o yazar. Ama zamanla yeni belgeler çıkar, yeni bilgiler ortaya dökülür, tarih de değişir.
Velhasıl kelam, hiçbir yasa ebedi değildir. Çünkü yasa dediğin, insana bağlı bir şeydir. İnsan değişti mi, yasa da değişir. Bilim ilerledikçe de yeni yasalar gelir. O yüzden, “Bu değişmez” dediğin ne varsa, bir bakmışsın değişmiş. Siktir edin yasaları, hayatı yaşayan insanlar belirler, kağıda yazılanlar değil.

 
 
 
Yorumlar
Yorum Gönder