Akpli Olmak
AKP’li olmayı Tanrı’nın lütfu sanan, bununla övünen, hatta kendisini seçilmiş sayan bir zihniyetle aynı oksijeni paylaşıyoruz. Aynı gökyüzü, aynı toprak, aynı deniz, aynı ekmek… Ama mesele sadece havayı solumak değil; mesele aklı ve vicdanı zehirlenmiş bir toplulukla aynı ülkede yaşamak zorunda olmak.
Bir zamanlar siyaset, bir tercih meselesiydi. İnsanlar partileri destekler, hükümetler değişir, halkın iradesiyle yöneticiler gelir ve giderdi. Ama artık öyle değil. Artık AKP bir parti olmaktan çıktı, adeta bir din, bir tarikat, bir mutlak sadakat düzenine dönüştü. Erdoğan’ı eleştirmek günah, AKP’ye karşı olmak sapkınlık, muhalif olmak vatan hainliği… Bu ülkede milyonlarca insan, bir adamın ağzından çıkan her kelimeyi ilahi bir ferman gibi görüyor. Kendi iradesi yok, kendi aklı yok, kendi vicdanı yok. Sadece biat var.
Bu kitle için sorgulamak yok. Erdoğan ne derse doğrudur. 20 yıl önce söylediklerinin tam tersini bugün söylese bile yine de doğrudur. Çünkü onların gözünde “Reis” asla hata yapmaz. Kriz mi var? Dış güçler yaptı. Ekonomi mi battı? Avrupa bizi kıskanıyor. İşsizlik mi arttı? Çalışmıyorsunuz. Pahalılık mı var? Sabredin. Depremde binlerce insan mı öldü? Takdir-i ilahi. Ne olursa olsun, sorumluluk hep bir başkasında, suçlu hep birileri, ama asla AKP değil.
Bu öyle bir zihniyet ki, en kötü durumda bile kendine bir bahane bulur. Elektrik faturası mı kabarık geldi? “Reis’imiz elinden geleni yapıyor.” Benzin mi 50 lira oldu? “Ama Almanya’da da pahalı.” Çocuklar aç mı? “Allah bizi sınıyor.” Açlığın, sefaletin, adaletsizliğin bile ilahi bir planın parçası olduğuna inanıyorlar. Erdoğan konuşunca alkışlıyor, bağırınca coşkuyla eşlik ediyor, kızınca nefretle saldırıyorlar.
Ve biz, bu zihniyetle aynı oksijeni paylaşıyoruz.
Bu körü körüne biat kültürü, sadece bugünü değil, geleceği de karartıyor. Eğitim yerle bir olmuş, üniversiteler bilim değil, sadakat merkezi haline gelmiş. Gençler umutsuz, beyin göçü tavan yapmış, ülkede gelecek hayali kuran kalmamış. Ama AKP’liler için fark etmez, çünkü onlar için önemli olan liyakat değil, sadakattir. Ülkeyi yönetenlerin vasıfları umurlarında değil, yeter ki AKP’li olsun. Bakanı yolsuzluk mu yapmış? Önemli değil. Belediye başkanı ihaleleri akrabasına mı vermiş? Canı sağ olsun. Millet aç mı? Ama camiler doluyor ya!
İşte bu zihniyet, ülkenin her yanına sirayet etmiş durumda. Gerçekleri söyleyene “terörist” diyorlar. Eleştirene “hain” diyorlar. Başka bir fikir beyan edene “düşman” diyorlar. Kendilerinden olmayan herkesi hedef alıyor, şeytanlaştırıyorlar. Yetmiyor, şiddetle, zorbalıkla susturmaya çalışıyorlar.
Bu ülke sadece onların değil. Sadece biat edenlerin, sadece yandaşların, sadece AKP’ye kayıtsız şartsız bağlı olanların ülkesi değil. Biz de varız. Sorgulayanlar, düşünenler, eleştirenler, hak arayanlar, adalet isteyenler var. Onların gözünde hain olabiliriz, terörist olabiliriz, düşman olabiliriz. Ama gerçeklerin üzerini örtemeyecekler.
Onlar biat etmeye devam edecek, biz sorgulamaya. Onlar körü körüne inanmaya devam edecek, biz gerçekleri haykırmaya. Onlar yalanlarla avunacak, biz gerçeğin peşinde olacağız.
Ve evet, aynı oksijeni paylaşmaya devam edeceğiz. Ama bir gün o oksijenin sadece sadakatle değil, akılla ve vicdanla solunması gerektiğini anlayacaklar. İşte o zaman, gerçekten nefes alabileceğiz.

 
 
 
akpli olmak cehenneme odun taşımaktır
YanıtlaSil