Kerbela
KERBELA (GÖLGEDEKİLER): TARİHİN GÖLGESİNDE BİR YOLCULUK…
Bazı hikâyeler vardır, yalnızca anlatılmaz; yaşanır, hissedilir, insanın içine işler. Kerbela, işte böyle bir hikâyedir. Zulmün karşısında eğilmeyen bir duruşun, adalet uğruna ölüme yürüyenlerin ve tarih boyunca yankılanan bir feryadın adıdır. Peki, bu olayın gölgede kalan yüzü nedir? İşte “Kerbela (Gölgedekiler)” tam da bu sorunun peşine düşüyor.
Kerbela’nın Bilinen ve Bilinmeyen Yüzleri
Kerbela denildiğinde akla gelen ilk şey, Hz. Hüseyin ve onun Emevî ordusuna karşı verdiği mücadeledir. Ancak bu kitabın anlattığı sadece Kerbela Çölü’nde yaşanan bir trajedi değil, o trajedinin gölgesinde kalanların hikâyesidir.
• Kerbela’da sadece kılıçların gölgesi mi düştü, yoksa yüzyıllar boyunca zihnimizde yankılanan sorular da mı gölgeye mahkûm edildi?
• Peki ya o gün orada olmayan ama Kerbela’nın yükünü nesiller boyu sırtında taşıyanlar?
• Ya zulmün gölgesinde kaybolan isimler?
Bu kitap, Kerbela’yı anlatmakla yetinmiyor, Kerbela’nın gölgesinde kalanları da gün yüzüne çıkarıyor.
Kitap Ne Anlatıyor?
“Kerbela (Gölgedekiler)”, sadece tarihî bir anlatı değil, aynı zamanda bir sorgulama. Hz. Hüseyin’in yalnızca bir isim değil, bir duruş olduğunu hatırlatan bir hikâye. Zulmün karşısında kimlerin hangi safta yer aldığını ve bugüne yansıyan etkilerini gözler önüne seriyor.
Alevilik, tasavvuf ve tarih ekseninde şekillenen bu eser, yalnızca bir tarih kitabı değil; aynı zamanda bir bilinç tazeleme çabası. Bugünün dünyasında Kerbela’nın gölgesi hâlâ üzerimizde mi? İşte bu kitap, bu sorulara cevap arayanlar için bir rehber niteliğinde.
Kerbela’yı Anlamak, Kendi Gölgeni Anlamaktır
Kerbela’yı anlamak, sadece geçmişe bakmak değil, bugünü de sorgulamaktır. Çünkü zulüm şekil değiştirir, ama adalet arayışı hep aynıdır. O yüzden Kerbela, geçmişin değil, bugünün de meselesidir.
Ve her çağın bir Yezid’i, her çağın bir Hüseyin’i vardır.
Sen hangi saftasın?

 
 
 
dara düş oldum
YanıtlaSil