Mübeccel
Kim nasıl tanıyorsa öyleyim işte! Kimisi “deli” der, kimisi “asi”… Kimine göre kural tanımaz, kimine göre gereksiz inatçıyım. Ama ben sadece kendimim be kardeş! Sağ tarafımda deniz, solumda rüzgar… Bir yanım dingin, bir yanım fırtına!
Deniz gibi hırçınım bazen, çarparım kayalıklara, köpürürüm, taşarım. Ama sonra ne mi olur? Yine durulurum. Çünkü öğrenmişimdir hayatta her şeyin bir dengesi olduğunu. Rüzgar gibi eserim bazen, savururum her şeyi, değiştiririm yönleri. Bazen tatlı bir meltem gibi okşarım yüzünü hayatın, bazen sert bir poyraz gibi titretirim içini. Ama sonuç? Hep devam ederim.
Sonra bir de Mübeccel vardır… Ah ulan Mübeccel! Şu çok bilmiş, düz mantık Mübeccel! Hayatın formüllerle çözüldüğüne inanan, düz çizgiden şaşmayan, her şeyin bir nedeni ve sonucu olduğunu sanan Mübeccel! “Deniz mi? Dalgalanır da durulur da,” der. “Rüzgar mı? Eser de diner de,” der. Ama anlamaz Mübeccel! Deniz sadece su değil, rüzgar sadece hava değil! Bunlar ruhu olan şeylerdir, tıpkı benim gibi!
Mübeccel hep hesap kitap peşinde, aklı kalıplara sıkışmış. “Senin bu hallerin mantıksız” der, ama ben ona güler geçerim. Çünkü Mübeccel bilmez ki bazı insanlar denizin dibine vurur ama boğulmaz, rüzgarın önüne katılır ama savrulmaz!
Hayatta herkes bir şeylere tapar. Kimi paraya, kimi makama, kimi üç beş alkışa. Ama ben? Ben sadece rüzgara sırtımı dayarım, denizin sesine kulak veririm. Çünkü bilirim ki bunlar yalan söylemez. İnsanlar gibi sahte sözleri, çıkar hesaplarını bilmezler. Rüzgar savurur gereksiz olanı, deniz temizler kirleri… İşte bu yüzden ikisi de benim tarafımda!
Ve Mübeccel… Ah ulan Mübeccel! Sen hâlâ hesap yap, mantık ara, düz çizgiler çiz hayatın üstüne. Ama bil ki bazı yollar eğri büğrü olur, bazı insanlar da dümdüz yolda yürümektense rüzgara karşı koşmayı sever! Benim gibi…

 
 
 
mübeccel senin girdabın
YanıtlaSil