Hakikatin Ölçüsü
Sırf çoğunluk tarafından kabul edildi diye
Yalan gerçek olmaz.
Yanlış doğru olmaz.
Kötülük iyi olmaz.
Bunu bir kenara yazın.
Çünkü hakikat, çoğunluğun oyuna göre şekillenmez. Vicdanı olan herkes bunu bilir.
Tarihte defalarca kez gördük: Kalabalıklar alkışladı diye, zulüm meşru hâle gelmedi. Herkes aynı yalanı tekrar etti diye, o yalan gerçek olmadı. Bazen bir kişi doğruları söyledi, bir ordu ona karşı çıktı. Ama zaman, hep hakikatin tarafını tuttu. Galileo teleskobunu gökyüzüne çevirdiğinde, kilise “Dünya dönmez” diye bağırıyordu. Oysa dönüyordu. Ve Galileo susturulsa da, hakikat susmadı.
Bugün de benzer bir çağdayız. Sosyal medya linçleri, kutuplaştırılmış ekranlar, yandaş kalabalıklar… Herkes aynı şeyleri söyleyince, doğru olduğu sanılıyor. Oysa hakikat, çoğu zaman yalnızdır. Sözün gerçeği, güce boyun eğmez. Eğdiği zaman, yozlaşma başlar. Bugün bir toplumu yıkmak istiyorsanız, önce doğruyla yalanın yerini değiştirmeniz yeterlidir. İnsanlar buna çabuk alışır. Çünkü hakikati savunmak cesaret ister, yalana uymak ise konforlu bir uyum.
Ama işte bu yüzden, susmamak gerekir. “Çoğunluk böyle düşünüyor” diyerek eğilip bükülmek, insanı insan olmaktan çıkarır. Bir toplumda yanlışlar, sadece zalimlerin eliyle değil, sessiz kalanların rızasıyla da büyür. İnsan, çoğu zaman kendisini kurtarmak için susar ama o suskunluk bir gün kendisini de yutar.
Yalanın en tehlikelisi, iyi ambalajlanmış olanıdır. Onu söyleyenlerin takım elbise giymesi, kürsülerde konuşması, alkış alması, yalanı hakikat yapmaz. Tıpkı bir kötülüğün “ama herkes yapıyor” bahanesiyle meşru hâle gelemeyeceği gibi. Kötülük, kalabalığın içinde de kötülüktür. Yanlış, kanunlarla bile süslenmiş olsa yine de yanlıştır. Çünkü vicdanın terazisi başkadır; o çoğunlukla değil, hakla tartar.
Çoğunluk bazen korkar, bazen kandırılır, bazen de menfaati için görmezden gelir. Ama azınlıkta kalanlar, eğer cesaret ederlerse, tarih boyunca asıl değişimi onlar başlatmıştır. Bir avuç insan “Bu yanlış” dediği için kölelik bitti. Birkaç direnişçi “Yeter artık” dediği için duvarlar yıkıldı, diktatörler devrildi.
Bu yüzden susturulmuş kalabalıkların değil, doğruları söylemekten çekinmeyen yalnızların çağrısı yankılanır zamanla. Eğer hakikatin izini süreceksen, alkışa değil, vicdanına kulak ver. Unutma: Doğru, bazen sadece senin tarafındadır. Ama hakikat, çoğunluğa değil, doğruya aittir.
Bugün yalanlar ekranlarda yarışırken, herkes çıkarının peşinden koşarken, hâlâ “Bu doğru değil” diyebilen insanlar kaldıysa umut da vardır. Çünkü hakikat, hiçbir zaman bütünüyle kaybolmaz. Üstü örtülse de, bastırılsa da, bir gün bir yerde kendini yine gösterir. Ve işte o gün geldiğinde, yalana susanlar mahcup, doğruyu savunanlar onurlu olacak.
Yazın bir kenara:
Sırf çoğunluk alkışladı diye hakikat değişmez.
Doğru, her zaman doğru kalır.
Ve hakikati savunmak, insanın kendine borcudur.

 
 
 
güzel yazı
YanıtlaSil