21.Yüzyıl Türkiye Karanlığı
21. Yüzyılda Türkiye’nin Karanlığı
21. yüzyıldayız. Dünya bilimle, özgürlükle, teknolojiyle ileriye koşarken Türkiye hâlâ yasakların, baskıların ve ihmallerin kıskacında.
Birinci partinin cumhurbaşkanı adayı cezaevinde. Bu yalnızca bir kişiyi değil, milyonların iradesini hapsetmek demektir. Sandığın değerini yok eden bu anlayış, demokrasiyi dekoratif bir sahneden ibaret kılıyor.
Gençler, bir tweet ya da paylaşım yüzünden gözaltına alınıyor. Oysa geleceğin enerjisi olan gençliği korkutarak susturmak, aslında ülkenin yarınlarını yok etmektir. 21. yüzyılda dünyanın gençleri bilime, sanata, yeniliğe koşarken bizim gençlerimiz mahkeme salonlarında umut arıyor.
Basın organları baskı altında. Gazeteler kapatılıyor, televizyonlara sansür uygulanıyor, gazeteciler hapse atılıyor. Basın susturulduğunda hakikat kaybolur, toplum körleşir. İktidarın istediği de budur: karanlık bir düzen.
Seçilmiş belediye başkanları cezaevinde, yerlerine kayyumlar atanıyor. Sandıkta verilen oy bir kararla çöpe atılıyor. Bu, halkın iradesine açık bir hakarettir.
Sanatçılar bile hedefte. Bir müzik grubuna soruşturma açılıyor, sahneler yasaklanıyor. Oysa sanat toplumun nefesidir. Türküler kelepçeyle susturulmaz, şarkılar yasaklarla öldürülemez.
Bir çetenin pisliği yüzünden bebekler hayatını kaybetti. Daha yaşamın başında olan masumlar… Devletin görevi en savunmasızı korumaktır. Bunu yapamıyorsa, bütün iddialar çöker.
Bir otel yangınında onlarca insan göz göre göre öldü. Çünkü denetim yoktu, çünkü ihmal vardı, çünkü rant her şeyin önüne geçti. İnsanların yanarak ölmesine “kaza” denemez, bu düpedüz cinayettir.
Gazeteciler ve avukatlar zindanda. Halkın gözü olan basın susturulmuş, savunma hakkını temsil eden avukat zincirlenmiş. Böyle bir düzende adalet olmaz.
21. yüzyıldayız ama hâlâ ortaçağ karanlığıyla boğuşuyoruz. Dünya ışığa koşarken biz yasaklara zincirleniyoruz. Gençlerimiz, sanatçılarımız, siyasetçilerimiz susturuluyor. Bebeklerimizi koruyamıyorlar, ihmallerle insanlarımızı ölüme gönderiyorlar.
Ama unutmasınlar: Hiçbir zulüm sonsuza kadar sürmedi. Hiçbir diktatörlük kalıcı olmadı. Hiçbir karanlık güneşi örtmeyi başaramadı. Bugün yasak var, yarın özgürlük gelecek.
Bugün hapiste olan siyasetçiler, yarının özgür Türkiye’sinde onurlarıyla anılacak.
Bugün susturulan gazeteciler, yarının şerefli kalemleri olacak.
Bugün zindana atılan avukatlar, yarının adalet savaşçıları olacak.
Halk susturulamaz. Gençlik susturulamaz. Sanat susturulamaz.
Bu ülkenin çocukları bir gün özgür nefes alacak. Bu ülkenin gençleri korkmadan konuşacak. Bu ülkenin sanatçıları özgürce sahneye çıkacak. Bu ülkenin basını korkmadan yazacak.
Ve o gün geldiğinde, bu karanlığın sahipleri tarihin çöplüğüne gömülecek. Türkiye zincirlerini kıracak, yeniden ayağa kalkacak, 21. yüzyılda hak ettiği yere ulaşacak.
Ya özgür olacağız, ya özgür olacağız!

 
 
 
ülkeyi karanlığa mahküm ettiler
YanıtlaSil